Yine bir sonbahar sarardı her yer.
Dökülüyor yapraklar Allah'ın izni ile.
Yeni bir baharda can bulacak yapraklar.
Hüzünle dolu yürekler sarardı şimdi.
"Ey insan kaç son-baharın geçti bu yaşlı dünyada!"
Sonlarla dolu dünya, ebed olan ahirettir.
Zamanlı Dünya, zamansız ahiret.
Zaman mı geçer, yoksa ömürden mi eksilir?
Dünya son-baharda kışa bir adım kaldı.
Ahir hayatta Diriliş var, şimdi kıyam vakti.
Ölmeden Diriliş olmaz, ölümsüz âlemde.
Ölüme bir adım var, ölen hep beden mi?
Nice yürekler öldü, ağlayan göz mü?
Mü'min yürekler hep canlı, cansız olan zalimler mi?
"Yine bir sonbaharı yaşar mı insan!"
Her ölen ameline göre can verir ahiretteki cennetine veya cehennemine!
Son-bahar ile Can ölür, can dirilir.
Sonların içinde ebed arar insan!
Bilmez mi ebed yok, bu yaşlı dünyada!
Son-baharda sadece yaprak mı düşer? Rüzgârda savrulur ve çürür!
İnsanda savrulur, düşer toprağa ve çürür!..
Çürüyen sadece beden mi? Günahlarda çürütür insanı!...
Ölümsüz olan mü'mindir ancak, ölümlü dünyada!..
Çileler yıldırmadı, sabır silahını kullandı, son olan baharda günahını döktü!..
İnsan bu savrulur gider yaprak gibi!..
Gazze'de mü'minlerin ne son baharı kaldı; nede kışı!
Tek tek düşüyorlar toprağa; bilmem ki Gazzeli mümini çok mu seviyor toprak?
İnsanlık sonlara doğru bir meçhulde; sonbaharla savrulup gidiyor!..